4 Nisan 2013 Perşembe

VAZGEÇİLMEZSİN İSTANBUL

Günaydın İSTANBUL,
Üç günkü sisli puslu,tozlu topraklı,çamur yağmurlu İstanbul yok bugün.Bugün İstanbul'un baharı baharın İstanbul'u var.Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte pırıl pırıl bir İstanbul.Veee pencereden baktığımda doyamadığım güzellik....ERGUVANLAR..Seni seviyorum.Senden de geçemem.

2 Nisan 2013 Salı

BİRAZ DA SAFRANBOLU'DAN

Nasıl gelip geçtiğini anlayamadığım dokuz güne neler neler sığdırdık.Gittik, hemen ertesi gün Yasemin geldi köye İstanbul'dan.Yasemin benim orta okul arkadaşım,dostum.40 yıllık değil 44 yıllık.Sağol arkadaşım.Gün boyu evde dikiş diktik,sedir örtülerimizi onardık.Sonra Selviye ve Erhan geldi Karabük'ten,otuz dört yıl önce birlikte çalıştığım meslektaşım,tuz ekmek dostum.Hepiniz sağolun varolun.İşte böyle dostuklar anlatılmaz yaşanır.
Hava güzel gibi ama gene de'' deli mart''...Kamile'nin yeni aldığı sobayı yaktık,üstüne bakır 'suluk' koyduk sıcak suyumuz olsun diye.Sonraaaaa şöyle bir köy turuna çıktık.Gerçekten çok özlemişim.Döndük sıcacık evimize.
Sabah teyzeme gittik kahvaltıya.Hep beraber harika gözlemeler,katmerler yaptık.Canım teyzem sen bir tanesin.Gene öldürdün bizi gülmekten,çok güzel bir gündü Allah sağlıklı ömürler versin.Pembeleri(al maniye) ekeceğım tabii ama daha zamanı var dedi.Ayşe harika ayva marmelatı(biz ekşi diyoruz) yapmış şekersiz.Gene  yaparız olursa seneye dedi.
Akşama doğru Gönülle Mehmet geldi.Oturduk lafladık,hasret giderdik.Akşam da hep birlikte Safranbolu'ya gittik.Ne yazık ki Yasemin dönmek zorunda,yarın iş var.

Yolculuk saatine kadar Hayal Kahvesinde oturduk.Aferin Fatih kutluyorum seni nefis bir mekan.Hayırlı işlerin olsun.
 


31 Mart 2013 Pazar

ALİ YETİŞTİRDİ BAKLALARI

Anamur'da yaşadıklarımız anlatmakla bitmiyor ki...Ya da ben mi abartıyorum bilmiyorum.Mesela 30 Ocakta gelirken taze mısır getirip haşladık mis gibi.Patlıcan getirip karnıyarık yaptık mis gibi(tabii eti de kesinlik oradan getiriyoruz).Patateslerimizi de çıkardık taze taze mis gibi toprak kokulu.(bunların hiç biri örtü altı değil)Abartmıyorum herhalde değil mi?Ama bu güzellikler karşısında şaşkınım haliyle.Sonraaaaa ektiğimiz baklalar çiçekliydi gelirken.Onları da Ali toplamış,geçen hafta gönderdi bize.Birazını da kendine ayırmış,tarifini sordu pişirmek için,anlattım.Harika olmuş taze köy yoğurduyla.Afiyet olsun canım,bizimki de güzel oldu.

24 Mart 2013 Pazar

Anamur''da iş çok.

Anamur'dan geleli neredeyse kırk gün oluyor.İlk kez bu sene üç aydan fazla kaldım,yavaş yavaş temelli kalmaya hazırlıyoruz kendimizi.Canım temelli dediysem arada İstanbul'a,sırada Safranbolu'ya da gidilecek elbette.Çoook iş yaptım doyasıya Anamur'da.Asıl işimiz muzculuk bunu iyice öğrendik.Zaten iki sene muz yetiştiren profesör(!)oluyormuş,biz de olduk.
Seramızın yanındaki küçük alanı temizlemiştik Ali'yle,mil toprak ve  hayvan gübresiyle de zenginleştirerek küçük bir sebzelik oluşturduk..Ali sağ olsun pembe domates de fidelemiş ama ne yazık ki daha meyve yeşilken hepsi çürüdü geçen sene.Anlaşıldı pembeler sadece yaylada yetişebiliyor.
Patlıcanlar harikaydı taaa ocak ayının sonuna kadar yedik mis gibi.Artık büyümemeye başlayınca sökmek istedik ama sökmeyin martta hala canlıysa budayıverin dediler.Ali, ancak üç dört kök kalmış budadım dedi .Bakalım nasıl olacak...Ya biberlerimiz Allahım maşallah o kadar çoktu ki...Yedik yedik,kırmızıları kuruttuk toz ve pul biber yaptık,şalça yaptık,turşu yaptık.menemenlik hazırladık,İstanbul'a gönderdik.Daha n'olsun...Aylar geçti ama bunları paylaşmak istedim.Dahası sonra...

17 Mart 2013 Pazar

KÖYDE BAHARI ÖZLEMİŞİM

Güzel çok güzel bir haftaydı,dolu dolu yaşadım çok şükür.Otuz yıldan fazla oldu bu mevsimi Safranboluda yaşamayalı.Anlatacaklarım var tabii ki ...Ne kadar çok özlemişim köyümde baharı...Badem ağaçları pembe_beyaz gelinliklerini giymişler.Hele Muratın geçen sene diktiği kayısı ağaçları....dayısının düğünü için giydiği gelinliğin içindeki küçük kız çocuğu gibiydi,şirin mi şirin.Ya çiğdemler,yaban sümbülleri,rengarenk kır çiçekleri hepsi birbirinden güzel.Ooohhh deyip doya doya içime çektiğim mis havası.

22 Eylül 2012 Cumartesi

Siyez Bulgurunu Dünya Tanıyacak - Kastamonu Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü

Siyez Bulgurunu Dünya Tanıyacak - Kastamonu Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü

 Vazgeçemediğimiz bir lezzet...Çocukluğumu hatırlatıyor bana.Canım annemi hatırlatıyor,babaannemi hatırlatıyor.Köyümüzün unutulmaya yüz tutmuş geleneklerini hatırlatıyor.ben hiç unutamıyorum nasıl işlemişse içime...İlk okul yıllarım ya da daha öncesi.Biraz canlandırayım anılarımı hem de biraz özlem gidermiş olayım.Küçücük bir köy Kadıbükü,dört mahalleden oluşuyor,ikisi ormanın içinde Yayla ve Bağcılar,diğerleri de Aşağı ve Yukarı mahalleler.Bizimki Yukarı mahalle.İkisinin arasında köy okulu yer alıyor.Şimdi öğrencisizlikten kapalı.Hatta biraz da hüzünlü(bu ayrı konu olacak)...Gelelim gelenek görenek konusuna.Yukarı Mahallenin Harmanbaşı denilen bir merası vardır oradan  da ormanlık alana doğru çıkılan bir yokuş.Tepede köylünün Türbe diye adlandırdığı ,etrafı taş duvarla çevrili,içinde kocaman ardıç ağacı olan bir yer.Tarihçesi ile ilgili bir bilgi yok ama muhtemelen bir şehit asker veya dönemin ünlü bir zatının mezarıının olduüy yer.İşte köyde hayır yapmak isteyen,bir dileği isteği gerçekleşen vb.hemen bir horoz keser KAPLICA BULGURUNDAN bir TAVUKLU AŞ pişirir okul çocuklarına yedirirdi.Bu çokça yapılan  bir işti.Ya da Hıdrellez,Nevruz gibi günlerde de aş pişirilirdi.Tabii ne yazık ki bunlar ''di'li'' geçmiş zaman olarak anlatılıyor artık.Velhasıl olayın bu yönü böyle.Ama KAPLICA BULGURU(SİYEZ) bizim evden hiç eksik olmadı yıllarca hala da var.Eşim ve çocukarım da çok seviyorlar tavuklu ya da domatesli aşı.Şimdi KORUMA ALTINA alınması en çok beni sevindirdi desem....

15 Eylül 2012 Cumartesi