Bu koyun ne mi yapıyor?
Ben de hayretle izledim o koyun dut ağacından yaprak yemeye çalışıyor.
Ben de her gün inanılmaz güzellikte olaylar yaşıyorum.
31 Mayıs 2011 Salı
KAPARİLER
Bunlar da Kaparilerimiz.
Seramızın hemen yanındaki çakıllı,otlu,dikenli tepecikteki çiçekler dikkatimi çekti.Ali'bunlar senin KAPARİLER değil mi?' dedi.Ta kendisi deyip topladık.Fazlası için zaman yoktu,çünkü o gün İstanbul'a dönüyordum.Daha sonra onlar mutlaka çoğaltılacak ve turşusu,salamurası yapılarak afiyetle yenilecek.
29 Mayıs 2011 Pazar
Hadi bakalım yeni yerinize
Daldız denilen bir araçla itinayla sökülen muzları taşımak da pek kolay değil hani.Ama biz bu işi o kadar çok seviyoruz ki hiç zor gelmiyor....Ancak günler sonra Ali'nin kolundaki şişlik ve ağrı ile bacağındaki dayanılmaz ağrı için doktora gittik.Kol hamlıktan da dizde maalesef menüküs yırtılması...
Bu sevgi aaaah
Daha yapacak çooook işimiz var.
28 Mayıs 2011 Cumartesi
Hasat Zamanı
Sadece hayvan gübresi ekleyerek ektiğimiz patateslerimiz bol bol yağan yağmurlar sayesinde beslenip olgunlaştılar.Artık hasat zamanı.Sevgili eşimin kol kaslarında ödem oluşmuştu çok da acı çekmişti ama değdi çekilen acılara.Ürktüm patateste kullanılan ilaçları okuyunca.
23 Mayıs pazartesi, elimizde minik çapamız büyük bir özenle başladık hasada.Kesmemeye çalışsak da ufak kazalar yaşandı tabii ki.Ayrı torbalara doldurup,birazını İstanbul'a getirdim birazını Anamur'da bıraktık.Yetiştirmesi gerçekten çok kolay.Herkese öneririm.Bir tane hatta yarım patatesi toprağa gömüyorsunuz sonra bir sürü patates olarak topluyorsunuz.Harika bir duygu.Dahası sağlık afiyet...
Patatesimizi Kendimiz Yetiştirdik
Şubatın ortalarıydı 12 veya 13 şubat.İstanbuldan bir hafta önce ayrıldık,yol boyunca kar vardı her yerde.Anamur ise günlük güneşlık.Bugün patates ekeceğiz.Çünkü İstanbul'da patates yiyemiyoruz.Ne kadar doğru bir karar vermişiz.PDA merkezde Sevgili Avniye Hanımın bağlantısını okuduktan sonra hemen facebook'a tavsiye ettim.
Bizim patates serüvenini de burada paylaşayım.
27 Mayıs 2011 Cuma
Sıra Anamur'da
Gelelim biz stajyer ziraatçilere...Bu sene ikimiz de çalışmıyoruz.Birinci dönemi atlattık. Ama yılların alışkanlığı sömestrde Anamur'a gideceğiz.Oysa tatile giren hiç kimse yok evde.Olsun biz gene de gidelim. Gittik de... Ama dönmeyi hiç istemiyoruz ikimizde.Şubat sonunda o kadar canlıydı ki Anamur tabiat coşmuştu adeta.Ben baktığım gördüğüm her şeyi her şeyi kaydediyor doyamıyordum tüm o güzelliklere.Kuzular,kuşlar,arılar,böcekler,dallar ,yapraklar,otlar, meyveler...Yarabbim bu ne bolluk bu ne bereket ...İstanbul'a dönmeyip yaşayalım bu coşkuyu bir süre dedik.İyi ki de demişiz.Çünkü şu an harika bir muz seramız,kavun,karpuz,domates,salatalık,güveyi feneri(moda adıyla altın çilek),pepino fidelerimiz var.Eşim hiç dönmedi.Ben gidip geliyorum.
Komşumuz Nail bey gerçek karpuz(evladiyelik) tohumları verdi son gidişimde 8 tane.Hepsi çimlendi,büyüdü,kol attı iki yana hepsi de.Ben iki gün önce döndüm İstanbul'a eşim de bugün müjdeyi verdi.'Nazarım değecek senin karpuzlar çiçeklendiler' diyor.
Komşumuz Nail bey gerçek karpuz(evladiyelik) tohumları verdi son gidişimde 8 tane.Hepsi çimlendi,büyüdü,kol attı iki yana hepsi de.Ben iki gün önce döndüm İstanbul'a eşim de bugün müjdeyi verdi.'Nazarım değecek senin karpuzlar çiçeklendiler' diyor.
Gözümüz aydın
Gerçi bu yıl ben de blogumu biraz ihmal etmiştim ama kapanmış olması da istediğim bir çok şeyi zamanında paylaşmamı engelledi.
Kavuştuk nihayet...Anlatacak o kadar çok şey var ki.Biz karı koca stajyer ziraatçi olduk:))))
Neler mi yapıyoruz? Neler yapmıyoruz ki...
Bir kere çok üzülerek SEVGİ BAHÇEMİZ'in artık yok olduğunu söyleyeyim.Tabii ki bahçe yerinde yok ama adını yaşatacağız.
Kasım ayında okula gittiğimde çitlerin bile yerinde olmadığın görünce şoka girdim.Artık SEVGİ BAHÇEMİZİ başka yerlerde yaşatmamız gerekiyordu.Öyleyse bizim gittiğimiz her yere sevgiyi de götüreceğiz.
Murat ve Sadiye(kardeşim ve eşi) sağolsunlar büyük bir heyecan,sürat ve hevesle Safranbolu'da 200 yıllık bahçemizi toparlayıp elma,armut,kiraz,dut fidanları diktiler.Ha fidanlar da sevgili Gül'ün gayretleriyle Akşehir'den geldi.Doğa dostu sevgili Yasemin'in yetiştirdiği fidanlar kargoyla ulaştı Safranbolu'ya...Muratlar da fidanlara yetiştiler...İki günde ekim dikim işini bitirip döndüler sağolsunlar..Kamile de uzun yıllardır ahırda duran gübrenin bahçeye ulaşmasını, onlara besin olmasını sağladı.
İnşallah bol bol meyvelerini yiyeceğiz.
Kavuştuk nihayet...Anlatacak o kadar çok şey var ki.Biz karı koca stajyer ziraatçi olduk:))))
Neler mi yapıyoruz? Neler yapmıyoruz ki...
Bir kere çok üzülerek SEVGİ BAHÇEMİZ'in artık yok olduğunu söyleyeyim.Tabii ki bahçe yerinde yok ama adını yaşatacağız.
Kasım ayında okula gittiğimde çitlerin bile yerinde olmadığın görünce şoka girdim.Artık SEVGİ BAHÇEMİZİ başka yerlerde yaşatmamız gerekiyordu.Öyleyse bizim gittiğimiz her yere sevgiyi de götüreceğiz.
Murat ve Sadiye(kardeşim ve eşi) sağolsunlar büyük bir heyecan,sürat ve hevesle Safranbolu'da 200 yıllık bahçemizi toparlayıp elma,armut,kiraz,dut fidanları diktiler.Ha fidanlar da sevgili Gül'ün gayretleriyle Akşehir'den geldi.Doğa dostu sevgili Yasemin'in yetiştirdiği fidanlar kargoyla ulaştı Safranbolu'ya...Muratlar da fidanlara yetiştiler...İki günde ekim dikim işini bitirip döndüler sağolsunlar..Kamile de uzun yıllardır ahırda duran gübrenin bahçeye ulaşmasını, onlara besin olmasını sağladı.
İnşallah bol bol meyvelerini yiyeceğiz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)