16 Aralık 2011 Cuma

Gözleme




Bol ısırganlı,keçi peynirli,tereyağlı isteyene zeytinyağlı,tam buğday unundan odun ateşinde sacda yapılan gözleme....Kızım da gelmiş İstanbul'dan...Varsın tepemize yağmur yağsın.Şemsiyeyi alır eline Gülizar gene de bırakmaz ocakta.Emeği geçen herkese teşekkkürler...Harika bir gündü...

15 Aralık 2011 Perşembe

YABAN MERSİNİ ŞİFA KAYNAĞI

HEPSİ BURADA HEPSİ BURADAAAA






Anamur







Toroslardan doğan Dragon Çayı salına salına denize ulaşıyor.Zaman zaman coşup taşıyordu.Ama o heybeti yok artık.İşte denize ulaştığı yerde üzerine bir de köprü yapıldı.Anamur Kalesine sahil boyunca yürüyerek ulaşılabilsin diye...Güzel gözüküyor...

Doğal Hayat İstiyorsak Hayvanlar da Olmalı









Meyveler,sebzeler,çiçekler derken etrafımdaki başka güzellikler de beni benden alıyor.Yarın öbürgün ''ben inek aldım bakın bu onun sütü,bu yoğurdu,bakın bakın peynir bile yaptım.''ya da'' iki koyun aldım yakında kuzuları olacak.''dersem şaşırmayın.Bakarsınız elimde bir sepet yumurta bunlar da tavuklarımdan....Desem kötü mü olur?....

İŞTE DUDAĞIMI UÇUKLATAN OLAY:HAYRİYE




o b

























Ali ile köye gitmiştik.Biraz mandalina,portakal,ekşi nar,Trabzon hurması vb. toplamak için.Sohbet ediyorduk bir taraftan da taze cevizleri kırarken.Ayyy o da ne?İneğe bir şeyler oluyor.
Tabii o arada film koptu.Benim gözler faltaşı,nefesim kesildi hayretle izliyorum.İnek doğuruyor...Aman Allahım ben son bir yılda neler gördüm neler öğrendim.Çok korktum zavallı ölecek zannettim.Ama çok güzel bir kızımız oldu.Ben kendime geldikten sonra adı Hayriye olsun dedim.Annelik Rabbim ne müthiş bir duygu...Sanki belgesel izliyorum.Yavru yerdeyken altına bir bez parçası koyduk.Anne onu yalaya yalaya temizledi ,pırıl pırıl oldu tüyleri.Sonra yavaş yavaş ayağa kalkmaya çalıştı.İki üç hamleden sonra da başardı.Biraz yardımla annesini emmeye başladı.İşte bu kadar dünyaya bir canlı daha katıldı.Benim dudağımda ise kocaman bir uçuk!....

Bizde daha neler var




14 Aralık 2011 Çarşamba

çok güzelsin

YARIM KALAN ANLATIM

Kulak tenceresini ocağa koyup haşlamaya bırakmıştık ben devamını unuttum başka işlerle uğraşırken.Kulak kıvamında haşlandıktan sonra ocaktan alınıyor.Diğer tarafta tereyağı eritiliyor.Kevgirle haşlama suyundan alınıp daha geniş bir kaba alınan kulakların üzerine dökülüyor cızırdatılarak.En üste de bolca dövülmüş ceviz serpiliyor.Afiyet olsun.Hepinize çok çok çok teşekkür ederim.Bunca zahmete katlanıp bizi kırmadığınız için.....

ERKEKLER DE YEMEKHANEDE




B

iFTAR SAATİ


İftar saaatinde camide toplanılıyor.Burası eskiden beri oturulup sohbet edilen bir bölümdü yani bir nevi köy odası.Ramazan ayında kadınlar için iftar edilip çay içmek için kullanılıyor.Veee işte iftar saati herkes aynı sofrada .Bu her akşam böyle devam ediyor büyük bir mutlulukla....

PEMBELER TARHANA ÇORBASINA


Rendelenen pembeler yağda hafifçe kavrulduktan sonra kaşık ve kişi ölçü hesabıyla tarhana eklenir.Karıştıra karıştıraaaa kaynaması beklenir.Kıyması,tuzu,karabiberi eklenir,biraz daha kaynatılır.Ocak söndürülür.Camiye gönderilir iftarda içilir missss gibi sıcak sıcak sıcak.Afiyet olsun.Tarhana yapanlarımız bol olsun.

TARHANA ÇORBASI VE MIHLAMA


Kulak pişerken tarhana çorbası ve mıhlama da hazırlanacak.Önce tarhana çorbası ve mıhlama için bolca kıyma kavruldu.Sonra PEMBELER rendelendi,çorba için.Büyük tencerelerde pişirildi misss gibi çorba.Mıhlama için hazırlanan ıspanaklar tepsiye yerleştirildi.Yumurtalarını yuvalarına kırma,kıymayı döşeme işi Kamile'nin.Sonra tepsi fırına .

13 Aralık 2011 Salı

SAFRANBOLU'da Ramazan ve İftar




Gidemedim ya Safranbolu'ya ben de fotoğraflarla özlem gidermeye çalışıyorum bir yıl öncesine dönerek.
Sağolsunlar köydeki genci yaşlısı ''iftar''geleneğini devam ettiriyor.Bir kaç yıl önce kışları köyde kimse olmazken şimdilerde her fırsatta herkes kendini köye atıyor.Hele bayramlar aynen yaşatılıyor.
Biz Kamile ile yemeklerimizi daha geleneksel,aslına uygun olarak ve imece usulu yapılanlardan seçmeye çalışıyoruz.Aynen ''KULAK''ta olduğu gibi.KULAK yapımı anlatılmaz yaşanır.Hep birlikte köyde kim varsa Hocagildeydik o gün.Hamuru Sevim Abla yoğurdu,açma işini de O üstlendi.Tabii ki zahmetliydi ama dayandı ablacım.Açılan kulak hamurunu Nazire Abla oklavayla büyük yer sofrasına taşıdı büyük bir özenle.Sofradaki hamuru kestik bardak ve kahve değirmeninin kapağıyla.Fatma abla,Şükriye yenge,gelini, cici torunu,Fatma teyzem,köy imamımızın eşi Canan kızı Sude'cik...arı gibi çalışıyorduk, eee iftara yetişecek.Feride abla içini hazırladı Kamile'nin aldığı özel süzme yoğurtla.Gene uygun ölçüde hamura koyma işi de onundu.Sonra iş kapatmaya geldi,üçgen şekli vererek kapattık.Halime teyzemden de fırçayı yedik tabii.Niye mi?Teyzem şöyle baktı yüzümüze, sonra da kulağını tutarak ''Kulağa benziyor mu bu yaptığınız,hani bunun kulak kıvrımı'' dedi.Canım ya işte özen işte ciddiyet ve korumacılık...Kapattığımız hamurun yan tarafına baş ve serçe parmağımız dışındaki üç parmağımızın ucuyla bastırdık.Gerçekten KULAK olmuştu şekli.Fırçada da haklıymış hani.Sağol teyzem artık yanlış yapmayız!....
Nazire abla kulakları kağıdın üstüne aldı(köyde bulmak zor ama Kamile olan ''kalburun üstüne yerleştirdi.Sevgili dostlar bakın ayrıntılar çok önemli...Niçin kalbur?Çünkü kalbur alttan hava alıyor ve hamurun daha rahat tavlanmasını sağlıyor.Onlar tavlanadursun..Daha çooook işimiz var.Ocak yakıldı üzerine kocaman bakır bir tava konuldu,suyla dolduruldu.Kaynamaya başlayınca kulaklar yavaş yavaş salınıyor(!) suya.Yumuşayıncaya kadar pişmeye bırakıldı üzeri kapatılarak.

HAMARATLIĞIM ÜZERİMDEYDİ BU SENE

Harika biberler oluyor Anamur'da .Bizimki azdı tabii de.Canım emeklemeden yürüyemeyiz herhalde.Seneye daha çok ekeriz inşallah.Ama Hamide'nin vardı koca bir tarla.''Yenge salça yapmayacak mısın''dedi.Yaparım yapmasına da bir bilsem yapmayı.Çok zor olmadığını anlattı.Ben de anlatayım mı?
Sabah serinliğinde biberler toplanır.(40 derece sıcağa kalırsan bıkarsın herşeyden)Güzelce yıkanır.Çekirdekleri çıkarılır.Birkaç parçaya bölünür büyüklüğüne göre.Sonra robotta iyice parçalanıp pişirilecek tencereye alınır.Biraz tuz eklenip koyulaşıncaya kadar kaynatılır.(tasarruf ve lezzet için odun ateşi tercih edilir)Tencereden yayvan bir tepsiye aktarılır.Bol güneş alan bir yerde ara sıra karıştırılarak buharlaştılır o müthiş rengini alması için. Siz bana bakmayın,ben nerdeyse saat başı çıktım çatıya elimde koca bir tahta kaşıkla.Son kez robottan geçirilir.Sonra mı?Afiyet olsun,parmaklarınızı yemeden...

KIŞA HAZIRLIK

Bilgecim''Kıtlık yokluk olsa annemin mahalleye yetecek stoğu vardır'' der hep.Neden olmasın ki...Anamur'dan gelen çıtır biberleri soteledik,Safranbolu'dan gelen domatesleri de rendeleyip şokladık.Kavanozlara yerleştirdik.Menemen yapılacakları günü bekliyorlar.Ne yapsaydık yani caaanım biberleri domatesleri çürütüp çöpe mi atsaydık?Buyurun dostlar buyurun...

SAFRANBOLU'DAN PEMBE GELDİ





Bu sene buram buram tütüyor burnuma Safranbolu...Gidemedim...Özledim çok özledim.İlk defa iki bayramın birinde olsun gidememek, demek ki olabilyormuş...Neyse olmadı işte.Kamilecim geldi ekim sonunda koli koli pembelerle,yeşil pembelerle...Ama ben onlara doyamadım.Çünkü ertesi gün Anamur'a gittim.Kamile''Abla üzülme bu yeşiller sen gelinceye kadar kalır.''dedi.Hemen çekiverdim fotoğraflarınıç Dönüşte paylaşmak için...Gerçekten de üç hafta sonra döndüğümde nefis çoban salatalar yapabildim.Hem de mis gibi nar ekşili nar ekşili...Bol cevizli.Teyzem Halime teyzem canım teyzem sağol ellerine sağlık.Öpüyorum ellerinden,yanaklarından annemi öper gibi canım teyzem.Ayşecim senin de ellerine sağlık.Kamilecim bir teşekkür de sana...Murat'ım sana bir teşekkürüm var tabii ki domatesler için.Hala bir kaç tanesi duruyor yeşilden kalan.Sağlıcakla...

12 Aralık 2011 Pazartesi

Fıstıklarımız

Yerfıstığı Anamur'da çok yetiştiriliyordu.Ancak son yıllarda maalesef üretim yok denecek kadar az.
Oysa besin değeri çok yüksek,çok lezzetli,çok yararlı.Benim Anamur'a ilk gittiğimde yirmidokuz yıl önce yemekler fıstık yağı ile de pişirilirdi.Çok yadırgamıştım açıkçası.Şimdi mumla arıyorum ama yok artık ne yazık ki...Fabrikası da kapatılmış.Ama biz ektik.Ben ekim sonunda gittim Anamur'a hasat sonuna da olsa yetiştim.Yıllardır hiç kısmet olmamıştı çok büyük zevkle topladık.Ali de çok mutluydu,hep anlatırdı ''fıstık çıkarma''yı çok sevdiğini.Taze fıstık yemeyi de tabii ki.Ben çiğ olarak sevemedim.İlginç gelecek belki ama haşlanmış taze fıstık harika oluyor.Onu bol bol yedim.Velhasıl her şey çok güzeldi,biz de iyiden iyiye çiftçi olduk.Galiba stajiyerliğimiz de kalkacak.Hani demiştim ya biz emekli öğretmen stajiyer ziraatçiyiz diye geçen şubatta.