13 Aralık 2011 Salı

SAFRANBOLU'da Ramazan ve İftar




Gidemedim ya Safranbolu'ya ben de fotoğraflarla özlem gidermeye çalışıyorum bir yıl öncesine dönerek.
Sağolsunlar köydeki genci yaşlısı ''iftar''geleneğini devam ettiriyor.Bir kaç yıl önce kışları köyde kimse olmazken şimdilerde her fırsatta herkes kendini köye atıyor.Hele bayramlar aynen yaşatılıyor.
Biz Kamile ile yemeklerimizi daha geleneksel,aslına uygun olarak ve imece usulu yapılanlardan seçmeye çalışıyoruz.Aynen ''KULAK''ta olduğu gibi.KULAK yapımı anlatılmaz yaşanır.Hep birlikte köyde kim varsa Hocagildeydik o gün.Hamuru Sevim Abla yoğurdu,açma işini de O üstlendi.Tabii ki zahmetliydi ama dayandı ablacım.Açılan kulak hamurunu Nazire Abla oklavayla büyük yer sofrasına taşıdı büyük bir özenle.Sofradaki hamuru kestik bardak ve kahve değirmeninin kapağıyla.Fatma abla,Şükriye yenge,gelini, cici torunu,Fatma teyzem,köy imamımızın eşi Canan kızı Sude'cik...arı gibi çalışıyorduk, eee iftara yetişecek.Feride abla içini hazırladı Kamile'nin aldığı özel süzme yoğurtla.Gene uygun ölçüde hamura koyma işi de onundu.Sonra iş kapatmaya geldi,üçgen şekli vererek kapattık.Halime teyzemden de fırçayı yedik tabii.Niye mi?Teyzem şöyle baktı yüzümüze, sonra da kulağını tutarak ''Kulağa benziyor mu bu yaptığınız,hani bunun kulak kıvrımı'' dedi.Canım ya işte özen işte ciddiyet ve korumacılık...Kapattığımız hamurun yan tarafına baş ve serçe parmağımız dışındaki üç parmağımızın ucuyla bastırdık.Gerçekten KULAK olmuştu şekli.Fırçada da haklıymış hani.Sağol teyzem artık yanlış yapmayız!....
Nazire abla kulakları kağıdın üstüne aldı(köyde bulmak zor ama Kamile olan ''kalburun üstüne yerleştirdi.Sevgili dostlar bakın ayrıntılar çok önemli...Niçin kalbur?Çünkü kalbur alttan hava alıyor ve hamurun daha rahat tavlanmasını sağlıyor.Onlar tavlanadursun..Daha çooook işimiz var.Ocak yakıldı üzerine kocaman bakır bir tava konuldu,suyla dolduruldu.Kaynamaya başlayınca kulaklar yavaş yavaş salınıyor(!) suya.Yumuşayıncaya kadar pişmeye bırakıldı üzeri kapatılarak.

Hiç yorum yok: